Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Geçtiğimiz aylarda kabul edilen İklim Kanunu’muz, 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşma ve yeşil kalkınma hedefimizi gerçekleştirme noktasında önemli bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Kanun kapsamında ayrıca temiz teknoloji yatırımlarının artırılması ve tüm sektörler için adil dönüşümün finansman olarak desteklenmesini amaçlıyoruz.
2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisi kapasitemizi mevcudun dört katına çıkarmayı öngörüyoruz. Şimdiden bu yıl itibarıyla toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’ın üzerine çıkarmış durumdayız.
Ayrıca Birleşmiş Milletler’in desteğiyle küresel bir çevre hareketine dönen Sıfır Atık Projesi ile birlikte çevresel konularda çalışmalarımızı güçlendiriyoruz. Bu düşüncelerle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31’inci Taraflar Konferansı’nı önümüzdeki sene kasım ayında Türkiye’de düzenlemeyi planlıyoruz.
Son dönemde çok taraflılığın kaybettiği zemin dikkate alındığında bu hususta Avustralya ile sağladığımız mutabakatı çok daha anlamlı buluyorum.
Ayrıca Güney Afrika dönem başkanlığının, gıda güvenliği konusundaki çalışmalarını takdirle karşılıyoruz.
G20 olarak gıda güvenliğini tesis etme noktasındaki çabalarımızı önümüzdeki dönemde artırmamızın çok isabetli olacağına gönülden inanıyorum.
Tabii tüm bu gayretlerin ekonomik maliyeti çok yüksektir. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir finansman sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Amerikan Başkanı Sayın Trump’ın girişimleri ve önde gelen bölge ülkelerinin katkılarıyla Gazze’de sağlanan ateşkesin devamı sadece Filistin halkı için değil, tüm dünyanın huzuru için azami önemdedir.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, İsrail’in Gazze’de yol açtığı yıkım, Filistin’in kalkınma çabalarını asgari 70 yıl geriye götürmüştür.
Gazze’de maalesef sadece üst yapının değil, çevrenin de yıkımına şahit olduk. 70 bini aşkın çocuk, kadın ve masum yetişkinin kaybının ise ne telafisi ne de gelecek nesilleri dimağında açtığı yaranın silinmesi mümkündür.
Gelinen aşamada Gazze’de hem insani yardım faaliyetlerinin hızlandırılması hem de yeniden inşa faaliyetlerine gecikmeksizin başlanması esas olmalıdır.
Birleşmiş Milletler kuruluşlarının, Gazze’de insani yardımların koordinasyonundaki rolünü vazgeçilmez görüyoruz. Öte yandan kış şartlarıyla birlikte bilhassa barınma sorunun giderilmesinde zemin aleyhimize işliyor.
Biz, sahadaki ateşkesin sürmesine ve Gazze’nin yeniden inşasına katkı sunmaya, şimdiye kadar olduğu üzere Filistin halkının yanında durmaya kararlıyız, hazırız, kalıcı barışın yegane yolu olan iki devletli çözüm için uluslararası toplum olarak çabalarımızı sürdürmemiz gerektiğini bir kez daha vurguluyor, bu düşüncelerle sizleri saygıyla selamlıyorum.”
Hibya Haber Ajansı